30 Temmuz 2012 Pazartesi

öncesi / sonrası




Sonunda el boyamasına başladım. Evimin girişinde devasa bir portmanto var. Çirkin bir kahve tonunda sevimsiz ve soğuk bir dolap. Ancak büyüklüğü nedeniyle oldukça kullanışlı. Ben de onu sevimli bir hale getirmeye karar verdim. Zaten el boyaması yapmak için de bahane arıyordum :) Bu kuşu boyamak gerçekten zevkliydi... Henüz çok yeni, yani sadece 1 kapağını boyadım ve daha da bitmedi. Daha çooook kapak var boyanacak ve tabi bir de iskelesi :) Ama ben heyecan yaptım hemen fotoğrafını çektim, paylaşasım geldi ;)




14 Temmuz 2012 Cumartesi

150 yaşında bir usta: Gustav Klimt




Gustav Klimt 14 Temmuz 1862 yılında dünyaya gelmiş, 6 Şubat 1918 yılında hayatını kaybetmiş Avusturyalı sembolizmin temsilcisi bir ressamdır. Viyana Sezession grubunun önemli üyelerindendir. Tablolarının yanı sıra duvar resimleri, eskizleri ve diğer eserleriyle de tanınır. Klimt’in birincil resim konusu kadın bedenidir, ve eserlerinde ince dekoratif süslemelerle beraber zarif bir erotizm göze çarpar.
Gustav Klimt Hayatı
Gustav Klimt 14 Temmuz 1862 tarihinde Avusturya’da dünyaya geldi. 1876-1882 yılları arasında Viyana Uygulamalı Sanat Okulu’nda okuyan Klimt mezun olduktan sonra kardeşi Ernst Klimt ve arkadaşı Franz Matsch ile birlikte duvar resimleri yaparak hayatını kazanmaya başladı. Klimt’in birincil resim konusu kadın bedenidir, ve eserlerinde ince dekoratif süslemelerle beraber zarif bir erotizm göze çarpar. 1897 yılında Klimt bir grup sanatçı ile birlikte zamanın akademik sanat anlayışına karşı çıkan Viyana Sezession grubunu kurdu ve grubun ilk başkanı seçildi. Sezessioncular kendi sergi sarayları ve Ver Sacrum (Kutsal Bahar) adındaki dergileri aracılığıyla art nouveau anlayışını Viyana’da yaymaya çalıştılar. Klimt 1908-1913 yılları arasında Prag Dresden Münih Venedik Roma ve Budapeşte’de pek çok sergi ve bienale katıldı 1911′de Ölüm ve Yaşam adlı eseriyle Roma Dünya Fuarı’nda birincilik ödülü aldı. Tabloları kadar duvar resimleri, www.2013mersin.net eskizleri ve diğer eserleriyle de tanınan Gustav Klimt 6 Şubat 1918 tarihinde Avusturya’da hayatını kaybetti. Gustav Klimt’in önemli eserleri; Öpücük, Adele Bloch-Bauer I, Judith ve Holofernes’in Başı. kaynak: http://www.2013mersin.net/gustav-klimt.html


Kolye ucu olarak tasarladığım Klimt uyarlaması: 

Ben de sedef takılarda Klimt'in eserlerini kullanmaktan çok keyif alıyorum. Gustav Klimt eserleri ile ölmeyen sanatçılardan birisi...

11 Temmuz 2012 Çarşamba

İspanya sonrası galvanizlere taktım kafayı :)



Hamur kabartmalısı-kabartmasızı, boya püskürtmelisi-püskürtmesizi, mum eskitmelisi-eskitmesizi, boya süpürmelisi-süpürmesizi, kısaca galvanizlerin dibine vurdum :)






8 Temmuz 2012 Pazar

İspanya'da 3.gün... Alışveriş köyü ve TOLEDO...





İspanya'daki 3. gün sabah erkenden Alışveriş Köyü de denen "las rozas village" a gittik. Aslında burası outlet alışveriş merkezi diyebiliriz. Ancak baktık ki indirimli fiyatlar bile bizi aşıyor :) bir kısım alışveriş yaparken biz aşağıdaki kafede keyif yaptık. Lavanta bahçesinin hemen üstündeki bu kafede tüm mobilyalar neredeyse el yapımıydı ve bakın ki tam da bizim tarzımızdı :) lavantalar arasında keyifli bir yemek yedik...









Ardından Toledo'nun yolunu tuttuk. Yoldaki trafik işaretlerinin bile dibinden lavantalar fışkırmıştı, hayran kaldım. Acilen bir yerlere lavanta ekmeliyim :)



Toledo Madrid'in 70km kuzeyinde, Tajo nehri ile çevrili bir şehir ama ne şehir. Şehre uzxaktan bir hayran kaldım bir de içine girip ayrıca hayran kaldık. Toledo'da Toledo katedralini de ziyaret etmeyi unutmadık:



























Toledo'da bir de fabrika gezdik. Zırhlardan kılıçlara kadar çeşit çeşit dövme sanatının sergilendiği müze de oldukça ilginçti. Fotoğraftaki adam döverek haç yapıyor.



Toledo'dan sonra Madrid'e geri döndük. Akşam yemeğimizi Sol meydanına yakın bir İtalyan restoranında yedik. İspanya'ya gittiğimizden beri yediğimiz en iyi yemekti :) Bir gece önceki gözlükler yine çantalardan çıktı, şamatalar yapıldı...




Yemekten sonra planda Hard Rock Cafe'ye gitmek vardı ama gün boyu kızlar çok yorulmuşlardı ve ertesi gün Sevilla'ya gideceğimizden bavul da hazırlamamız gerekiyordu. O yüzden Sol'de ayak üstü gidelim gitmeyim kararsızlığından gitmeyelim galip çıktı ama ben bu duruma üzüldüm çünkü kızıma Hard Rock Cafe tshirtu alacağım diye hiçbirşey almamıştım. Üzgün ve de süzgün taksilere dağıldık. Ancak yolun yarısına gelmiştik ki bir de baktık Hard Rock orada, sağımzıda. Son anda karardan yan çizip kendimizi Hard Rock'ın önünde bulduk. Aslında sadece tshirt alıp yeniden çıkacaktık ama hadi dedik bir kadeh birşeyler içip öyle çıkalım...







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...