14 Nisan 2011 Perşembe

12 Nisan 2011 Salı

50 yil once bugun, kucuk dev adam oradaydi!


Ruslar kahramanları ile pek bir gurur duyarlar. Tabi her millet gibi. Benim de Rus kahramanları (kahraman diyorum çünkü bir damlacık boyuyla çok büyük bir işe imza atmış kendisi) arasında en sevdiğim her zaman Yuri Gagarin olmuştur.

İmrendiğim çok az insandan birisi Yuri Gagarin. Yıldızlar, uzay, sonsuzluk, boşluk, daha önce hiç gidilmeyene gitmek, hiç görülmeyeni görmek, hiç yaşanmayanı yaşamak... Oysa o çok sıradan başlamış bu hayata... Gzhatsk yakınlarındaki Kluşino kasabasında bir çiftçi ailenin dördüncü çocuğu olarak 9 Mart 1934 yılında doğmuş. İkinci dünya savaşı sırasında oldukça zor günler geçiren ailenin 2 erkek çocuğu, yani Gagarin'in abileri Almanya'da esir tutulmuş. Gagarin okulda zekası ile hemen farkedilen bir çocukmuş. Hatta öğretmenlerinden birisi Kızıl orduda pilotluk yapmış. Gagarin'in bu matematik hocasından çok etkilendiği söylenir.

Ama işler filimlerde olduğu gibi gelişmiyor elbette gerçek hayatta. Gagarin dökümhanede çıraklık dahi yapmış para kazanabilmek için. Ne de olsa basit bir çiftçi çocuğu, önüne imkanlar kırmızı halı gibi serilmiyor. Daha sonra Teknik Yüksek Okulda okumaya başlayan Gagarin bu sırada tutkularını gerçekleştirme fırsatı bulmuş ve Hava Kulübüne yazılmış. Ardından genç pilot savaş uçağı eğitimi almaya başlar, hatta orada Valentina Goryacheva ile tanışır. Onunla 1957 yılında evlenirler. Gagarin ilk olarak Norveç sınırında bir bölgeye atanır ve yetişkin bir erkek olduğunda boyu sadece 157.5 cm’dir.

Gagarin bununla da yetinmeyerek 20 adayın yer aldığı bir uzay yarışına girer Bu yarışta 20 aday arasından Yuri Gagarin ufak boyu ile testlerin tamamını geçer, German Titov ile başa baş kalır, ama diğer adaya göre Gaagrin'in daha cana yakın olması, güler yüzlü olması ona artı kazandırır, uzay programına seçilir ve kozmonot olur.

Sade bir çiftçi çocuğu iken kozmonot olan Yuri Gagarin 12 Nisan 1961’de Vostok 1 adlı uzay aracı ile uzaya çıkan ilk insan ünvanını alır. Uluslararası medyaya göre Gagarin uzaydayken "Burada Tanrı falan göremiyorum" der ama kayıtlarda böyle bir cümleye rastlanmaz. Gagarin'in inişte ölebileceğinden şüphelenen Sovyet otoriteleri Yuri'nin rütbesini henüz yörüngedeyken TASS'a yükseltirler. Ama Gagarin sağ salim ve ünlü biri olarak iner.

İnişten sonra Gagarin dünyayı dolaşmaya başlar. Ancak Gagarin popülerliğin verdiği ağırlığı bir süre sonra taşıyamaz ve alkol bağımlısı olur. 1962 yılında kendini yeniden toparlayarak kozmonot yetiştirme programında eğitmen olarak çalışmaya başlar.

Gagarin, 27 Mart 1968`de MiG-15 model uçağıyla rutin bir deneme sürüşü sırasında eğitmeniyle birlikte hayatını kaybeder. Kazaya neyin sebep olduğu bilinemez, 1986 yılında bir soruşturmada Su-11 model bir uçağın yol açtığı türbülansın kazaya yol açtığı söylenir. Aynı zamanda hava koşulları da kötüdür. Başka bir söylenti de Gagarin`in sarhoş olduğudur, oysa ki bu doğru değildir çünkü uçuştan önce iki testten geçmiştir ve yapılan araştırmalarda alkol veya uyuşturucu izine rastlanmamıştır. Yeni bir teori de pilot kabininin yanlışlıkla açıldığı ve bir anda güçlenen hava dolaşımı yüzünden uçağın kontrolünü Gagarin`in kaybettiğidir.

Ama her ne olursa olsun Yuri Gagarin, Sovyetler Birliği’nin küçük bir kasabasından çıkar, öyle yükselir ki, uzaya kadar gider. Tüm dünyanın heyecanla izlediği ve beklediği bir olayın baş kahramanı olur. Bu ufak tefek, güler yüzlü, sıcak kanlı kahraman asla unutulmaz.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...